BİR DOĞA MÜZESİ: KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI
Murat ÇOKSEYREK [1]
Harita 1: Küre Dağları Milli Parkı (Kaynak: https://www.kdmp.gov.tr/)
Milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat alanlarına milli park denir.
Küre Dağları Milli Parkı, Karadeniz Bölgesinin Batı Karadeniz Bölümü’nde Bartın ve Kastamonu ili sınırları içerisinde yer alır. Küre Dağları çevresinde 8 ilçe, 123 köy bulunmaktadır.
Yolculuğumuzun başlangıç noktası Kastamonu’ya bağlı AZDAVAY ilçesi olacak, yıllar önce lise yıllarımda duymuştum ismini Azdavay’ın, Perran Kutman’ın idealist öğretmen olarak rol aldığı birçoğumuzun dilinden düşmeyen “HOCA CAMİDE” repliğiyle kalan HAYAT BİLGİSİ dizisinin idealist Afet Öğretmeninin de yolu buraya düşmüştü. Öğrencilerin çalışkanlığı, saygısı, hayata bakışları şaşırtmıştı öğretmenimizi.
Gitmediğiniz, havasını solumadığınız, insanıyla sohbet etmediğiniz, kahvesinde çay içmediğiniz, yollarında yürümediğiniz yer sizin için haritada bir noktadan ibarettir. Ne zaman ki orayı görürsünüz, insanlarını tanırsınız, hayat mücadelelerine, özlemlerine tanık olursunuz orası haritada nokta olmaktan çıkar koca bir Dünya olur sizin için…
Afet Öğretmenin Azdavay’daki öğrencilerin çalışkanlığına şaşırması Azdavay’a gelince beni şaşırtmıyor, Azdavay son yıllarda yoğun olarak dışarıya göç veren bir ilçe buradaki öğrencilerin okumaktan, başka seçenekleri yok gibi, ilçede geçim kaynakları sınırlı, tarım temel geçim kaynağı, son yıllarda turizmi geliştirme çalışmalarına tanık oluyoruz.
Kastamonu Azdavay arası 76 km. Ballı Dağı eteklerindeki ilçenin içinden Devrekani Çayı geçiyor.
Küre Dağlarının Kastamonu sınırları içerisinde kalan kısmını AZDAVAY merkez olmak üzere gezeceğiz. İlk olarak konaklayacağımız yere doğru yol alıyoruz. AB projesiyle finanse edilip restore edilen Başören köyündeki Osmanlı Döneminden kalan Yanık Ali Konağı’na varıyoruz. Şehrin gürültüsünden uzak doğa ile baş başa yöre mimarisine uyumlu, ahşap malzemenin kullanıldığı konakta güler yüzlü personel ve yöresel lezzetler uzun yolculuklar öncesi güzel bir motivasyon etkisi yaratıyor.
Fotoğraf 1: Yanık Ali Konağı Kastamonu Başören Köyü Azdavay Kastamonu (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
İlk olarak Çarşamba günleri kurulan Azdavay pazarını geziyoruz. Kadınların renkli geleneksel giysileri, şapka yemeni yelek kuşak elbise ve önlükten oluşan giysileri tam bir görsel şölen sunuyor. Pazara çevre köylerden sabahın erken saatlerinde gelen satıcılar çoğunlukla kendi ürettikleri ürünleri satıyor. Küre Dağlarında çokça yetişen mantar özellikle Kanlıca mantarı satan kadınlara sık rastlıyoruz pazarda.
Fotoğraf 2: Azdavay Geleneksel Kadın Kıyafetleri (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
Azdavay ilçe merkezinde gezebileceğiniz Aşıklar Köprüsü Devrekani Çayı üzerinde yaklaşık 100 yıl önce yapıldığı tahmin ediliyor. Buluşamayan genç aşıkların çayın karşı yakasına geçebilmeleri için yapıldığı söylenen köprü ilçeye ayrı bir güzellik katıyor. Dünya Folklorik Kıyafet Literatürü’ne giren yöresel kıyafetleriyle dikkat çeken Azdavay’da gençlerin Aşıklar Köprüsü’nde buluşarak ilan-ı aşk ettiklerini yöre halkından dinliyoruz.
Devrekani Çayı, Azdavay sınırlarına girmesiyle Küre Dağları Milli Parkı içindeki yolculuğuna başlıyor. Çay, yüksek dağlar, derin vadiler ve dört büyük kanyondan geçerek 160 km boyunca endemik bitki türleri ve zengin yaban hayatının bölgedeki can damarı oluyor. Küre Dağlarında yaban hayatı oldukça zengin boz ayı, tavşan, geyik çakal,tilki, yaban domuzu dağlarda yaşam sürmekte yörede herkesin duyduğu, anlattığı bir “ayı” hikayesi de mevcut.
Bölge bitki örtüsü açısından da son derece zengin, büyük bölümünü kışın yaprağını döken ağaçlardan oluşan ormanlar içerisinde gürgen, kayın, göknar, fındık türlerinin yanı sıra şimşir, yaban kirazı, eğrelti, orman gülü, kurtbağrı, ılgın, böğürtlen gibi maki ve ağaççıklara da rastlamak mümkün. Yörede aşırı tüketimi önlemek amacıyla “şimşir” koruma altına alınmış…
Azdavay’ın önemli turizm değerlerinden olan Çatak Kanyonuna Azdavay ilçe merkezinden 6 kilometresi araç ile 1 kilometresi orman içi yürüyüş parkuru aracılığıyla ulaşmak mümkün, orman içi yürüyüş parkuru farklı ağaç türleri içerisinde ve zengin orman altı bitki örtüsüyle zevkli bir trekking heyecanı yaşatıyor. Yürüyüş parkurunda yürüme yolları işaretlenmiş, kaybolmanız imkansız gibi, örneğini Bitki Müzelerinde gördüğümüz ağaç ve bitkilerin Türkçe- Latince isimlerinin yazılı olduğu tabelalar olması bu coğrafyanın flora zenginliğini tanımamıza katkı sunuyor. Çatak Kanyonu’nu botla geçebilmek mümkün, kanyonu gözetleme noktasında kilometrelerce uzandığını görmek insana ayrı bir keyif veriyor.
Fotoğraf 3: Çatak Kanyonu Girişi (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
Fotoğraf 4: Çatak Kanyonu Kayabaşı Azdavay Kastamonu (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
Azdavay’daki ekoturizmi geliştirme çalışmalarının bir örneği olan Zümrüt köyü yöre halkının milli parka zara vermeden turizm faaliyetleriyle geçinmelerini sağlayan örnek bir uygulama.
Küre Dağları Milli Parkı içerisinde yer alan Zümrüt köyünde köy evlerinin doğal görüntüsü bozulmadan, restorasyonu yapılmış ahşap evler konaklamaya uygun hale getirilmiş, böylece Zümrüt Köyü yöresel yemeklerin yapıldığı misafirlerin ağırlandığı bir yerleşim yeri haline gelmiştir. Burada at biniciliği, bisiklet ile bölgeyi keşif gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Ayrıca yöre halkının yaptığı bal, reçel ve diğer yöresel lezzetleri de satın almak mümkün.
Küre Dağlarındaki gezimize Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesiyle devam ediyoruz, Azdavay’a komşu bu ilçe Küre Dağlarının merkezi konumunda, yöre kadınlarının sarı yazmalarıyla anıldığı Pınarbaşı ilçesinde de, Azdavay da olduğu gibi doğal turizmi geliştirme çalışmaları var. Yörede ormanın varlığına bağlı olarak geçmişte yapılan konaklar birer turizm merkezine dönüştürülüyor.
Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesindeki Ilıca köyünden şelaleye yaklaşık 1 km yürüyerek ulaşabiliyoruz. Devrekani çayının kollarından biri olan Zarı deresi Horma Kanyonunun çıkışında şelaleye dönüşüyor. Karşılaştığımız manzara ise olağanüstü güzel 12 metreden dökülen suların oluşturduğu doğal havuzun serin sularına yüzme kıyafetlerimiz olmadığı halde kendimizi bırakıyoruz. Şelaleye yakın bir konumda, köye adını veren tarihi bir hamam da bulunmaktadır. Şelale dönüşü yorgunluk kahvesi içebileceğiniz, açlığınızı giderebileceğiniz yöresel lezzetler sunan çay bahçesine geçip günün yorgunluğunu atıyoruz.
Fotoğraf 5: Pınarbaşı Şelalesi Ilıca Köyü, Pınarbaşı-Kastamonu (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
Küre Dağlarındaki keşif gezimize bir başka gün Valla Kanyonu ile devam ediyoruz. Sabah saatlerinde başladığımız yolculuk dağların, vadilerin oluşturduğu sisle başlıyor.
Devrekani Çayı, Pınarbaşı ilçesi Muratbaşı Köyünde Valla Kanyonuna giriyor 1200 metre derinliğe varan Valla Kanyonu, Pınarbaşı’na 26 km uzaklıkta yer alıyor. Kanyonun seyir terasına 1,5 km.lik orman içi patika yolla ulaşıyoruz. Valla Kanyonu Devrekani Çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği bölgeden başlamakta olup Cide ilçesi istikametinde 12 km yol alıyor, ve burada Karadeniz’e kavuşuyor.
Valla Kanyonu 1994 yılında üniversiteli dört öğrencinin burada kaybolup 14 gün sonra Cide ilçesinden çıkmaları ile burayı vahşi cennet olarak tanımlamalarıyla basında yer almış doğaseverlerin ziyaret yeri haline gelmiştir.
Fotoğraf 6: Valla Kanyonu Muratbaşı Seyir Terası (Fotoğraf: Anadolu Ajansı, 2020)
Fotoğraf 7: Valla Kanyonu Çevresi, Pınarbaşı Kastamonu (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
Pınarbaşı’nın 36 kilometre kuzeydoğusundaki Yamanlar Köyünde, dünyanın en derin 4. mağarası olan Ilgarini Mağarası yer alıyor. Kireç taşının yaygın olduğu bu bölgede suların milyonlarca yılda eriterek oluşturduğu 45 mağara bulunuyor.
Fotoğraf 8: Ilgarini Mağarası (Fotoğraf: https://www.kdmp.gov.tr/ )
Kanyonun yer aldığı Pınarbaşı köyünün Valla mahallesi geleneksel mimariyle yapılmış ahşap ağırlıklı köy evleriyle bu coğrafyanın güzelliğini tamamlıyor. Kanyonun seyir terasına vardığımız esnasında yakalandığımız yağmur sonrası üzerimizi Valla mahallesinin camisine ait misafir evinde kuruluyoruz. Yöre halkının misafirperverliğine ve sıcak ilgisine tanık oluyoruz.
Sonrasında yolculuğumuz Kastamonu il merkezinde Kastamonu kalesinden şehre bakış, başta Simit Tiridi ve Banduma gibi yöresel yemekler eşliğinde devam ediyor. Yolculuğumuzun sonunda Kastamonulu kadınların el emeği göz nuru ahşap hediyelikleri de almadan dönmüyoruz….
Fotoğraf 9: Kastamonu Kalesinden Kastamonu’nun genel Görünüşü (Foto: Murat Çokseyrek arşivi)
[1] Çukurova Toroslar Anadolu Lisesi Coğrafya Öğretmeni