BİR İLETİŞİM ARACI OLARAK HARİTANIN MANİPÜLASYONU
Dr. Bahaddin ŞAHİN [1]
Haritalarla yalan söylemek sadece kolay değil aynı zamanda gereklidir. Haritanın kritik bilgileri ayrıntılı bir sis altında saklamaktan kaçınmak için, seçici ve eksik bir gerçeklik görünümü sunması gerekir. Kartografik paradokstan kaçış yoktur. Kullanışlı ve doğru bir görünüm sunmak için doğru bir harita beyaz yalanlar söylemelidir.
Mark Monmonier (1991)
Yukarıdaki alıntı ünlü coğrafyacı Mark Monmonier’in “How to Lie With Maps” (Haritalar İle Nasıl Yalan Söylenir) adlı kitabına aittir. Monmonier kitabında haritaların çarpıtılabileceğini çarpıcı ama eğlenceli bir şekilde anlatır. Kitabın aradan geçen 30 yıla rağmen halen Türkçe’ye çevrilmemiş olması büyük bir eksikliktir. Monmonier, bu muhteşem kitabında, kartografik paradokstan kaçışın olmadığını bu nedenle tam olarak doğru olan bir haritanın var olamayacağını söylemektedir. Eğer kartografik paradokstan kaçış yoksa doğru bir harita amaca hizmet edecek beyaz yalanlar söyleyebilir. Gerçekte ise pek çok insan genellikle bu paradoksun farkında bile değildir. Bu durumun temel nedeni ise çoğu insanın haritaları diğer pek çok görsel öğeye göre daha güvenilir bulmasıdır. Bu açıdan haritalar güçlü görsel araçlardır. Genellikle göründüğü gibi kabul edilirler ve doğrulukları nadiren kullanıcılar tarafından sorgulanır. Pek çok harita okuyucusu, bir tablonun veya bir metnin kaynaklarını sorgulayabilirken, aksi ispatlanana kadar genellikle bir haritanın doğru olduğunu varsayar. Halbuki harita tıpkı yazı gibi bir iletişim aracıdır. İletişim araçları ise her zaman manipülasyona açıktır. Örneğin bir gazeteyi düşünelim. Muhabir bilgiyi yani haberi bir şekilde elde eder. Sonra bu haberi ya da bilgiyi kendi zihinsel sürecinden geçirerek yazıya döker. Söz konusu bu yazı muhabirin ya da yazarın zihinsel sürecinin bir ürünüdür. Dolayısıyla ön yargı içerebilir, kimi zaman yanlış bilgi içerebilir ve en kötüsü olmayan bilgiyi içerebilir. Bununla birlikte gazetenin manşeti ya da yazının başlığı ve kullanılan kelimeler çoğu zaman okuyucuyu muhabir ya da yazar gibi düşünmeye doğru yönlendirir. Benzer bir şekilde harita da her türlü manipülasyona açıktır. Bu manipülasyon kimi zaman kartografik cehaletten kaynaklanırken kimi zamanda bizzat kartografın kendisi tarafından bilinçli olarak gerçekleştirilir. Burada kartografik cehaletten bahsederken yine çoğu insanın harita okuryazarlığını da yanlış anladığını söylemek gerekir. Harita okuryazarlığı çoğu insanın bildiğinin aksine harita üzerinde kıtaların, okyanusların, denizlerin, ülkelerin ya da şehirlerin yerini bilmek, harita ölçeğini kullanarak hesaplamalar yapmak ya da bir topoğrafya haritası üzerinde yer şekillerini ayırt etmekten ibaret değildir. İyi bir harita okuryazarı olmak için bundan çok daha fazla beceriye ihtiyaç vardır. Harita okuryazarlığı haritaya ilişkin pek çok beceri setinin bir bütünüdür.
Harita, coğrafi gerçekliğin sembolize edilmiş seçili özellik ve niteliklerinin bir temsilidir.
Uluslararası Kartografya Birliği (ICA)
Konuya geri dönecek olursak yukarıdaki metni okuyan okuyucunun ilk aklına gelen soru muhtemelen şu olacaktır; haritaları bu denli manipülasyona eğimli kılan şey nedir? Aslında bu sorunun cevabı haritanın kendisidir. Çünkü bir iletişim aracı olarak harita diğer iletişim araçlarında olduğu gibi bazı sınırlılıklara sahiptir. En temel sorun ise haritada coğrafi gerçekliğin seçili özellikler ile sembolize edilmesidir. Oysaki insanlar genellikle haritayı bir fotoğraf gibi düşünürler. Bir hava fotoğrafını düşündüğümüzde kamera ve onun çözünürlüğüne bağlı olarak gözle görülebilecek doğal ya da beşeri her unsuru fotoğraf üzerinde görmek mümkündür. Haritada ise bunu yapmak imkânsızdır. Ancak kartograf tarafından seçilen doğal ve beşeri unsurlar haritada gösterilebilir. Bir başka ifadeyle kartografik genelleme yapılır. Kartografik genelleme ile yapılan seçim hayati bir öneme sahiptir. Çünkü seçilen bu doğal ve beşeri unsurlara ait mekânsal veriler kartografın ön yargısını de içerir. Bu nedenle oluşturulan haritanın verdiği mesaj harita okuyucusunu tıpkı bir gazete manşeti ya da köşe yazısı gibi yönlendirir. Kartografik genellemenin en fazla yapıldığı haritalar şüphesiz ki topoğrafya haritalarıdır. En büyük ölçekli topoğrafya haritası bile birçok unsuru göster(e)mez. Dolayısıyla harita üzerindeki mekânsal ilişkilerin oluşturduğu örüntü tamamen hangi mekânsal bilgilerin haritada gösterildiğine bağlıdır.
Bu çemberlerin hepsi dünya üzerinde aynı boyuttadır. Merkator şekli korumak için boyutu bozar.
Görsel 1. Merkator projeksiyonla yapılan bir dünya haritası
( https://www.vox.com/world/2016/12/2/13817712/map-projection-mercator-globe )
Haritalar için ikinci önemli sınırlılık ölçektir. Ölçek aynı zamanda yukarıda bahsedilen seçiciliği de etkilemektedir. Haritalar gerçekte olduğundan daha küçük çizilir ve bu ölçeklendirme sürecinde bazı ayrıntılar mutlaka kaybolur. Gerçek boyuttan küçülme ne kadar büyük olursa, bilgi o kadar genelleşir. Sonuç olarak bazı bilgiler, Monmonier tabiri ile sis perdesinin gerisinde kalır. Üçüncü bir sınırlayıcı faktör ise dünyanın küresel ve haritaların düz olması kaçınılmaz gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Üç boyutlu küresel yüzeyin iki boyutlu bir düzleme hatasız bir şekilde aktarılması imkânsızdır. Bu nedenle haritası yapılacak olan alanın konumu ve haritanın kullanım amacına bağlı olarak projeksiyon kullanılır. Ancak kullanılan her projeksiyonun bir dezavantajı bulunmaktadır. Bu konuda en kötü üne sahip olan projeksiyon şüphesiz ki Merkator projeksiyondur. Nitekim pek çok insan Merkator projeksiyonun bir propaganda aracı olduğuna inanmaktadır. Oysa ki Merkator projeksiyon navigasyon amaçlı olarak geliştirilen bir projeksiyondur ve oldukça da başarılıdır. Günümüzde Googlemaps bile Merkator projeksiyonu kullanmaktadır. Ancak bir dezavantaj olarak Merkator projeksiyon ile yapılan haritalarda kuzey enlemlerindeki ülkeler ekvatora daha yakın olanlardan çok daha büyük olarak görünür. Bu nedenle bir tematik harita için altlık olarak Merkator projeksiyonla oluşturulmuş bir haritayı kullanmak kartografın bilerek ya da bilmeyerek yaptığı bir hatadır. Örneğin Dünya üzerinde nüfusun dağılışını gösteren bir harita için Merkator projeksiyon kullanmak büyük bir hatadır. Hele ki böyle bir harita bir ders kitabında yer almışsa durum tam bir faciadır. Sonuç olarak Merkator projeksiyonun kötü ününün sebebi projeksiyonun kendisinden değil, kartografik cehaletten kaynaklanmaktadır.
Yukarıda bahsedilen genelleme, ölçek, projeksiyon gibi faktörlerin yanı sıra sembolizasyon, veri standardizasyon ve sınıflandırması gibi daha bir çok farklı yolla haritalar manipüle edilebilir. Fakat bunların hepsi daha ziyade harita okuyucusuna küçük yalanlar şeklinde yansır. Bununla birlikte haritalar bir propaganda aracı olarak kullanıldığında çok daha büyük yalanlar, harita okuyucusuna büyük bir ustalıkla söylenebilir. Örneğin; seçim haritaları bu tür yalanlar söylemek için en ideal haritalar arasındadır. Bir seçim haritasında kullanılan haritalama tekniği, verilerin sınıflandırılma yöntemi, seçilen semboller ve renkler okuyucu kitlesini yönlendirmek ve siyasi desteğin dağılımını çarpıtmak için etkili yöntemlerdir. Özellikle ABD seçimlerinde, seçim sisteminin de nispeten karmaşık olmasına bağlı olarak bu türden haritalar üzerine yürütülen tartışmalar yaygın olarak görülür. Bu nedenle ABD’de seçim haritalarının yapımında kartogram tekniği yaygın olarak kullanılmaktadır. Kartogramlar geleneksel haritaların aksine harita üzerindeki her bir birim, seçili veri ile orantılı şekilde gösterilir. Buna göre ABD’deki her bir eyalet kartogram üzerinde yüzölçümüne göre değil seçmen nüfusuna göre ölçeklendirilir. Böylece seçmen sayısının fazla olduğu alanların seçim üzerindeki etkisi geleneksel haritalara göre çarpıcı bir şekilde görülür.
Aynı veri, farklı görünüm…
Doğru veri kullanılarak bile haritalarla yalan söylenebilir.
Görsel 2. ABD seçimlerinin kroplet ve kartogram teknikleriyle gösterimi
(https://dailygazette.com/2016/11/02/traditional-election-maps-dont-tell-full-story/)
Monmonier, haritalardan önyargıyı ortadan kaldırmanın en iyi yolunun, aynı veriyi içeren birçok haritayı karşılaştırmak olduğunu söylemektedir.
Görsel 3. 2017 Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre Türkiye’de nüfusun illere göre mekânsal dağılışının nokta, koroplet, dereceli sembol ve alan kartogramı haritalama tekniği ile gösterimi.
( https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/779559 )
Haritalarla söylenebilen bir diğer büyük yalan ise jeopolitik yalanlardır. Dünyanın pek çok yerinde iki veya daha fazla devlet arasında çekişmeli bölgeler ve sınırlar vardır. Kartografın ya da harita kullanıcı olan kitlenin politik düşüncelerine bağlı olarak bu bölgeler ve sınırlar çok farklı şekilde temsil edebilir. Örneğin Cemmu ve Keşmir, Güney Asya’nın kuzeybatı bölgesinde Hindistan, Pakistan ve Çin sınırları boyunca uzanan ve Hindistan ile Pakistan arasında uzun yıllar boyunca anlaşmazlığın kaynağı olan bir bölgedir. Basılı haritalarda bu sorunu doğru bir şekilde çözümleyebilmek imkânsızdır. Bununla birlikte Google maps ya da Yandex maps gibi internet tabanlı harita platformlarında bu tür ihtilaflı alanları göstermek büyük bir sorundur. Ancak internet tabanlı harita platformları göreceli gösterim yöntemi ile ihtilafın her iki tarafını da kısmen mutlu edecek beyaz bir yalan ile sorunu çözümleyebilmektedir. Buna göre IP numaranız ve IP numaranızın eşleştiği ülkenin ihtilaflı bölgeye yönelik dış politika kabulüne göre harita üzerindeki gösterim değişmektedir. Bir başka ifadeyle Google, kimin baktığına bağlı olarak haritalardaki sınırları yeniden çizmektedir.
Keşmir Google Haritalarda, kullanıcının Amerika Birleşik Devletleri veya Hindistan’da olmasına bağlı olarak gösterilmektedir.
Görsel 4. Tartışmalı bölge ve sınırların farklı gösterimi
( https://open.lib.umn.edu/app/uploads/sites/178/2017/07/Image125.jpg )
Benzer bir durum Japonya ile Kore Yarımadası arasındaki su kütlesi için geçerlidir. Bu su kütlesi çoğu kişi tarafından Japonya Denizi olarak bilinir, ancak Güney Kore’deki Google Haritalar kullanıcıları için çevrimiçi olarak Doğu Denizi adıyla görünür. Sonuç olarak yer adları da haritaların söylediği jeopolitik yalanlar içerisinde yer alır.
Japon Denizi mi? Doğu Denizi mi?
Görsel 5. Japonya ve Güney Kore arasındaki su kütlesinin adlandırması da ülkeye göre değişmektedir.
( https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/9/91/Sea_of_Japan_naming_dispute.png )
Bir başka göreceli gösterim ise Kırım’ın gösterimidir. 2014’de Ukrayna Kırım Özerk Cumhuriyeti, gayrimeşru bir referanduma dayanarak Rusya Federasyonu tarafından hukuka aykırı şekilde ilhak edildi. Türkiye ve uluslararası toplumun büyük bir kısmı tarafından bu ilhak tanınmamaktadır. Ancak Googlemaps Kırım’ın için sınırı sorgulama yapılan IP numarasının ait olduğu ülkeye göre çizmektedir.
Hangi Kırım?
Görsel 6. Googlemaps ile sorgulama yapılan IP’ye bağlı olarak Kırım sınırı değişmektedir.
( https://edition.cnn.com/videos/bestoftv/2014/04/15/lead-vo-ukraine-civil-war-google-maps.cnn )
Ne yazık ki yukarıdaki örneklendirilen göreceli gösterim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için de geçerlidir. Türkiye ya da KKTC’den çevrimiçi olarak Google haritalara bakıldığında KKTC görünürken başka ülkelerden KKTC görünmemektedir.
Türkiye ya da KKTC’den çevrimiçi olarak Google haritalara bakıldığında KKTC görünürken başka ülkelerden KKTC görünmemektedir.
Görsel 7. KKTC’nin Google Haritalarda görünümü
(https://www.google.com.tr/maps/@35.1408912,34.3131671,8z)
Google, haritalarını her bir ülkenin inançlarına ve yasalarına uyacak şekilde özelleştirmektedir. Böylece haritalar tek ve nesnel bir gerçeklik göstermez, bunun yerine dünyadaki mevcut farklı perspektifleri onaylar. Bu arada şunu da söylemek gerekir ki Googlemaps gibi internet tabanlı harita platformaları ilgili ülkenin ilgili yöneticileri ile devamlı irtibat halindedirler. Örneğin Türkiye’de eski adıyla Harita Genel Komutanlığı yeni adıyla Harita Genel Müdürlüğü’nün görüşleri doğrultusunda bu platformlar gerekli düzenlemeleri yapmaktadır. Ancak yapılan tüm düzenlemeler Türkiye ölçeğinde geçerli kalmaktadır.
Yukarıda görüldüğü üzere haritalarla manipülasyon yapmanın bu yazıda bahsedilmeyenler de dahil edilmek üzere çok sayıda yolu vardır. Bunların bir kısmı haritanın doğasında var olup, olması gereken beyaz yalanlar şeklindedir. Geri kalan kısım ise haritacının bilerek ya da bilmeyerek yaptığı manipülasyonlardır. Ancak haritaların bu denli manipülasyona açık olması, haritanın etkili bir görselleştirme aracı olduğu gerçeğini değiştirmez. Haritalar mekânsal ilişkilerin ve bu mekânsal ilişkilerin oluşturduğu örüntüleri en iyi yansıtan görselleştirme aracıdır. Bu nedenle mağara duvarlarındaki tasvirlerden GPS’e kadar uzanan süreç içerisinde haritalar insanlık tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Bugün içinde yaşadığımız teknoloji çağında Türkiye’de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanından internet ortamında binlerce harita paylaşılmaktadır. Peki ama bu haritalar ne ölçüde doğrudur? Küçük ya da büyük hangi yalanları söylemektedirler? Karşımıza çıkan bir haritanın doğruluğu konusunda nasıl fikir sahibi olabiliriz? Bu gibi sorulara doğru cevaplar verebilmek ve haritalara karşı eleştirel yaklaşabilme becerisine sahip olmak için en basit haliyle iyi bir harita okuryazarı karşılaştığı bir haritaya yönelik aşıdaki soruları yanıtlayabilmelidir;
- Bu haritayı kim, hangi amaçla yaptı?
- Bu haritanın içerdiği ve içermediği unsurlar nelerdir?
- Bu haritada kullanılan verilerin kaynağı nedir?
- Bu haritada kullanılan ham veriler nasıl işlenmiştir?
- Bu haritanın çiziminde hangi çizim tekniği ve neden kullanıldı?
- Bu haritada kullanılan çizim tekniğinin haritaya olumlu ve olumsuz etkisi nedir?
KAYNAKLAR
De Blij, H. (2012). Why Geography Matters: More Than Ever. Oxford University Press.
Dent, B. D., Torguson, J., & Hodler, T. W. (2009). Cartography: Thematic Map Design. New York: McGraw-Hill Education.
Dorling, D., & Fairbairn, D. (2013). Mapping: Ways of representing the world. Routledge.
ICA. (2011). Strategic Plan For The İnternational Cartographic Association 2011-2019.
Kitchin, R., & Dodge, M. (2007). Rethinking maps. Progress in human geography, 31(3), 331-344.
Kraak, M. J., & Ormeling, F. (2020). Cartography: visualization of geospatial data. CRC Press.
Monmonier, M. (2018). How to lie with maps. University of Chicago Press.
Peterson, M. (1999). Maps on stone: the web and ethics in cartography. Cartographic Perspectives, (34), 5-8. http://dx.doi.org/10.14714/CP34.612
Şahin, B , Şahin, S . (2019). Coğrafyada alternatif bir tematik haritalama tekniği: alan kartogramları. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi , 23 (2) , 477-500 .
Thrower, N. J. (2008). Maps and civilization: cartography in culture and society. University of Chicago Press.
Tyner, J. A. (2010). Principles of Map Design. The Guilford Press.
Wood, D., & Fels, J. (1992). The power of maps. Guilford Press.
https://www.washingtonpost.com/technology/2020/02/14/google-maps-political-borders/
https://www.theguardian.com/technology/2014/apr/22/google-maps-russia-crimea-federation
https://open.lib.umn.edu/mapping/chapter/7-lying-with-maps/
https://www.vox.com/world/2016/12/2/13817712/map-projection-mercator-globe
https://dailygazette.com/2016/11/02/traditional-election-maps-dont-tell-full-story
https://open.lib.umn.edu/app/uploads/sites/178/2017/07/Image125.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/9/91/Sea_of_Japan_naming_dispute.png
https://edition.cnn.com/videos/bestoftv/2014/04/15/lead-vo-ukraine-civil-war-google-maps.cnn
https://www.google.com.tr/maps/@35.1408912,34.3131671,8z
[1] Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi Coğrafya Öğretmeni, bahaddinsahin@gmail.com